KİMSE(siz)         Fesleğenimin  kokusunu çalmışlar ! Hırsız diye bağırarak dışarı fırlamış . (alttan almıyacağım )  Kendi bünyesinde paslanmış eski kokulu mahalle teyzelerini bilirdik. Çığırtkan söylemlerinde  yakışmayacak dedikleri , ama inadına yakamıza taktığımız fesleğen kokularından sebep , kaçak adımlarla koşardık  sevgiliye ki .               Sokağın deniz görmeden, denizin kuşlarını üzerinde gezdiren   yanlarında. Yıldızların arasından  parlak, ince yalın taşlarımızı kaydırırdık gökyüzüne. Bazen en olmadık anlarda en masumunu vurup yıldız tozlarını  dökerdik yollara ki, etraf yakamoz olurdu  ..                                   Biz ağlardık .. Biz ağlardık ,çünkü  deniz tutardı bizi.. Biz ağlardık , çünkü fena boğulurduk . Tek kelime etmeden boğulurduk . Bilirdik aleyhinize konuşacağımız tek kelime, nefes tutmamıza olanak vermiyeceğini .. Biraz daha fazla   yaşatabilmek için sevgimizi.                                                           Susardık  ..                         Biz sizi düşünerek ,size diyeceklerimizi düşünerek boğulurduk. Ağzımızdan tek kelime çıkmazdı  , gözlerimize tuzlu ayrılıklar dolardı ..                                 Biz ağlardık ..                                             Sizin haberiniz olmazdı ..                 En masum yıldız olurdu cinayet sanığımız..  Fesleğen kokusunu ufaladığımız traşlı  gömleklerimize bulanırdı  renkleriniz .   Belkide  yosun bakışlı  komşu kızıydı adınız .Bir yanımızın  ölüsü  çıkartılırken denizden ,anladığımız..                                              Fena pis kokardı. Kimimiz sevmekten vazgecerdi ,kimseye demezdi . Kimimiz geçmezdi öylece beklerdi .. Kimimiz  kötü anlarda ki, kötü hayallerine alet ederdi , Deniz’e işerdi.  Zaten pis  kokar  ayrılıklar  derdi..     Sonra !! Herkez giderdi . Herkez tüm alışkanlıklarını bırakır da ,                                                                    giderdi. Herkez ağlar da ,                                giderdi. Herkez gülerdi, herkez severdi ,herkez görürdü ,herkez duyardı,herkez susardı ,herkez bağırırdı .. 
Ama herkez giderdi .. Yani herkez hiç kimse olurdu .. Hiç kimse herkezdi zaten .. Ellerimizi deydirip gecenin sırtına ,ebe sırasını saldığımız zamanlardı , böyle zamanlar.. Hani inadına yakamıza taktığımız fesleğen kokularından sebep , kaçak adımlarla koştuğumuz. Denizi görmeden, denizin kuşlarını üzerinde gezdiren sokağınızda . Büzülmüş dudaklarımızın arasından hani birazda soğuktan büzülmüş dudaklarımızın arasından ,puslu nefesimizi deydirip armonisine , şarkılardan dönme sevgiliye şiirler yazmaya başlamıştık ki !! mosmor öpüşebiliyorduk artık . Kelimelerin heceden sayılmayan son harfleriyle . Boyumuzun yetmediğinden , iskemlelere çıkıp . Ayın yanına bulutları teyelleyipte,ne çok kimsesiz yıldız sayıyorduk. Sayıyordukta bitiremiyorduk , bilemezsiniz . Kayıp atlasın köşesinde hiç tanımadığımız hiç bilmediğimiz biraz akranımız biraz küçüğümüz çocukların , çocuklarımızın, çocukluğumuzun , hayallerine kaydırıyorduk hayallerimizi . Sonra sabaha koşuyorduk , gözlerimizde gecenin hiç bir delilini bırakmadan. Tuzlu suyunda yıkanıyorduk şehrinizin. Çünkü felaket esmer ağlamıştık.. Utanıyorduk .. Kimse(siz).. (Gözlerimiz de yoktu zaten , hiç bir sevgiliye ödünç bırakacağımız .Biz sevince erken ölüyorduk nedensiz) 
MİRAÇ AKYÜZ



