Gitme sırası kalbine geldiğinde
alır kalemi susa susa yazarsın,
dert bu ya
söyletir..
Herhangi bir gecenin koynunda
suyla ihanete uğramış bir kadeh rakı varsa,
nefretle aşkı meze yapıp yuvarladınmı dibine,
''Gel keyfim gel'' diye bir şarkı
düşmez insanın diline..
''Hiç bir yara hiç bir zaman tam olarak iyileşmez''
derken haybeye konuşmamış Yılmaz Abi..
Sen kalbimden geçtin,
sırtımı parçalayıp çıkan kurşun misali..
Sen bana benimle ihanet ettin!
Gözlerinde beş vakit aşk kılmaya niyetlenmiştim oysa.
Ama herşey birbirinin aynısı.
Bu şarkıya ağlamıştım daha önce mesela,
kendimi şarkılara, rakıya ve hüzünlere vurmak,
en nadide alışkanlık bünyemde.
O gün de böyleydi işte,
birileri kapımdan inadına yeni bir gece daha atarken,
yapmayın diye avaz avaz susmuştum,
sonra sen gitmiştin,
ben çaresiz..
Hayat işte..
Başımı ellerimin arasına alıp,
ne yapsam başa çıkılmayan silüetin cebimde,
cebin ve cepkenin delik olmadığı aşikar üstelik.
Bir nevi yürünmüyor yüreğimde eski sen'lerin leşinden..
Ahh içimdeki kamyon..
Biliyorum konuşacak bir şeyimiz kalmadı artık,
zamanlar haindir ama,
sen yine de en güzel anılarımızı
kap gel yanıma demeyeceğim,
yüzündeki pavyon sarışını ihanete sövmeyeceğim,
ömrümden düşe kalka sildin kendini.
İşte bu yüzden suskunken çıldırmayı biriktirmem,
işte bu yüzden kalbim kalbinin kapılarını çarparak gitmek istiyor şimdi!
Ellerin aşkı kaçmış senin gözlerine..
Bu defa ''bana'' müsade
bu şiir favorilerim arasında,harika olmuşş…
Ah Kriz…
Kötü ameliyatlanmış yüreğimin sargısını açıp bakmanın sırasımıydı…”dostun bir tek gülü yaralar beni”
misali dostmusun şimdi…
bir şiir bu kadarmı can yakar ;(;(harikasın yine..