Warning: The magic method Vc_Manager::__wakeup() must have public visibility in /home/turkboar/huzunbaz.com/wp-content/plugins/js_composer_salient/include/classes/core/class-vc-manager.php on line 205
Kimliksiz Şiir.. – HÜZÜNBAZ Skip to main content
Hüzünbaz Şiirler

Kimliksiz Şiir..

By 05 Şubat 20072 Comments

Toprak böylesine özledi mi suyu?
Bu uzaklarda kalmışlığın şimdi acıtan,
ellerin bile bana yabancı..
Bir tek ellerin mi..
İsminsiz dudaklarım..
Sensiz sözlerim yalnız,
tırnaklarım,
kirpiklerim bile..

Bu umarsız ayrılıklar,
bu nerden geldiği bilinmez şarkılar,
ki her notası kekremsi serzenişler..
Kırk yılda bir gibisin bana işte,
öyle güzelsin..

Bu kuş uçuşu yokluğun,
yollara vurunca bitmiyor..
Ömrümün kayalara bindirdiği yerdi,
sevgi sözcüklerini paslı hükmünde tutamadığı,
damıtılmamış acıydı
yüreğimden kopardığın karanfil..
İmkansıza dudak bükerken,
bir sevginin bin yürekten muaf olduğu
aynalarda sırsın şimdi,
tarifsiz ve sessiz..
Öyle hazinsin..

Boynu bükük eğer’lerle ,
şakadan başka açıklaması olmayan
zaman,
inadına yalan..

Sabrımın kilitleri zorlanıyor,
neyle avunsam hayaller sırılsıklam,
umuda koşsam dizlerim acıyor,
yanaklarım alev alev..
Kuytularımda seni susuyor gönlüm
kimliksiz beyanlarla..
Tahammülleri soyundum
öyle bekliyorum..

2 Comments

  • sunay KIZILYAPRAK dedi ki:

    bunları kendınmı yazıyosun hemen hemen hepsi harika yazdıklarından seni çözmek çok kolay eğer içtensen

  • KIVILCIM dedi ki:

    Şiir nedir..zor bir soru cevabı hiç yok…ama yalnıca acılı sözleri yan yana getirmek değildir..onu da biliyorum. beynin boşalmayan tarafımı hayır.. peki nerde varoluşsal yalnızlığımız peki nerde acılar… peki nerde harfler…
    şiir böyle olmaz hüzünbaz… şiir başka bir boyutu zorlamayı denemenin belki bir yoludur.. ama şiirnde sanki boyut yitimi görüyorum… tekrarlama görüyorum.. mesele Yeni bir dil yaratmak….değilmi…boşluklar ve hoşluklar hep var…dışına çıkmak gerekir… şiirlerimi övmüyorum bunalımı kendi dışında alkolde de görmüyorum , varlığımın zaten bir acı olduğunu söylüyorum..ACI ÇEKEN DOSTUNA GERÇEĞİ SÖYLE VE ONA SERT BİR YATAK GÖSTER…

    NOKTA VE SİS

    dalımdan kıpırdayıp anladım gövdem de ki yarayı
    büyüyen çürümek için yaprakları
    anlamdım ki yaşama dönerken duruyor her şey
    ötelenen başkalarım var hayatta
    içimde can çekişiyorlar durmadan başkalarım başkaldıran benlerim
    bilmiyordum şizofren bir yanım da hayat
    öfkemle tırnaklarken oysa görmüyormusun hayvanca…illetçe yaşamayı…
    acıtmıyor inan hiç bir şey
    aralarda kaldığım kadar
    bedenim ateş içinde, yüzüm buz dağına dönük
    haykırmak ve kurtulmak o kadar uzak ki
    uzak o kadar yakın ve yalın…

    şimdi gözlerimi kim bağlar gündüzden
    kim çözer maskelerimi geceleri.
    geceleri geceleri.
    sevmezsiniz biliyorum umutsuzluğu
    ağlamayı, karamsar karanlığı
    biliyorum sevmezsiniz hiç
    ham ezinçlere alışkın değilsiniz
    bir kadehte tezelenen yalnızlığa aşinalığınız yok
    biliyorum herkes içinde bir deniz var oysa
    kimileri dalgakıranlarında kimileri dalgaların göğsünde
    kimileri yosunlu, kayalıklarda kuytu
    biliyorum kimileri çoktan alışmış boğulmaya
    ve yine biliyorum çıplak ten yırtılmış çığlık hakim maviye
    güneş vurdu unuttu herkes yağız gölgelererini

    körmüyüm neyim gözlerim uzaklarda hep
    uzaklar da
    koğuşum kendimim özgürlük başkası
    toprağa en fazla yalnızlığı mı gömerim
    bengü bir yanlızlık oysa bilinmez sonu
    ki tenimin tüm sınırları jiletlenmiştir
    çalıntıdır gözlerimin gördüğü
    görüyorum uzaklardayım.

    su renginde unutuldu akşam
    muamma, bir yılan gibi sarıyor cesetleri…
    tesellisi yok tecelli eden acılarımın
    kırıntıları kaldı lal olurken sevişmelerin
    geride kim kaldı sormuyorum mazbataya
    her şey mayasını yitirmiş …

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.