hadisesinde.. Sonra dedem camiden dönerken zile basardı hep:
– N’olsun dedişko, yeni uyandım kahvaltı yapıyorum.
– Zahmet etmeseydin kızım, birazdan yine yatacaktık..
Dedeme saygı sonsuz, görmüş geçirmiş insan, ne dese al onu ömrüne katık et, o derece yani. Ahh dedem.. Olsaydın da yine gülümseseydik, içimizden o kızgın yüzüne içerlerken.. anılarımız ikiye ayrılıyor şimdilerde; yerli ve yabancı..
Sabah demişken; hiç uyumasam da uyanmak isterim. Çoğu zaman birinin gelip beni uyandırmasını beklerim. Çoğu zaman kimse gelip uyandırmaz. Hem zaten ben öyle desem de, her sabah uyanarak başlamaz…
Neyse, bana şimdi yabancı olan bir yığın anıları da alıp yanıma, güzel bir mektup yazasım var, üşenmeden zarfa bile koyarım.
Mektup dediğin okunmak için olsa da, gönderilecek adresler kayıp hala aklımda..
İnsan bazen kaybeder..
çok keyifli ve içinde bir parça da hüzün olan bir yazı.teşekkürler
Üç yanı deniz şehirden
Gece vaktiydi sürüldüm
Yarimi bıraktım orda
Sokağında kaldı gönlüm
Çocukluğum, gençlik çağım
Her adımda bin kez öldüm…
Gitmiyor dilimden bu şarkı.. Alıştım desem de, yalan! Alışamadım hala.. Gidişine.. Gidişime.. Bir sürgüne mahkum gibi, dilim de hep aynı sokağın numarası, dönemeyeceğimi bile bile.. Ahh çocukluğum.. Serseri köşe başı sohbetlerine özlemim.. İlk aşk acım.. Dinmeyen yürek sızım..
Yüreğini bırakıp gidişin benden eski, söyle, alıştın mı yabancı yüzlere.. Diniyor mu yürek acısı, tanımadığın duraklarda inince.. Hayat hala nasıl bu kadar umursamaz, zaman koşaradım nasıl da geçiyor..
Özledim.. Çocukluğumu.. Üzerinde 315 yazan duvarın üstünü.. Yürek dayanmaz gözyaşları döktüğüm o sokağı.. Kirli ve temiz her yüzü.. Seni.. En çok seni..
Unutulmuyor dostum, çekip gitmek kadar kolay olmuyor herşey.. İlk gençlik yıllarımı özlüyorum, o acıdan sereserpe kıvrandığım zamanları, o sokağı, gülümsemeyi, bazen gülümseyememeyi, gideni, dönmeyeni belki de..
Çabuk mu büyüdük dersin?
Büyüdük ki farkında olmadan geçip giden Ağustos’lar, cumartesiler ve zamanlı zamansız tüm tarihler yakmıyor eskisi kadar.. Bak nasıl eskiyor her şey, nasıl da eskiyor.. Kocaman bir kız olmanın ağırlığını taşıyamıyorum ben, sanki hala elimde kitaplarla o kapıdan çıkacakları anı bekliyorum sabırlı sabırsız..
Olsun, yaşıyoruz hala.. Yaşamak nefes alıp vermekse ne ala..
mükemmel.bu güzel yazıyı bulduğumda yazarınıda merak edip arayıp işte sizi buldum.okuduğum ve nadir beğendiğim mükemmel bir yazıydı.tebrikler
çok güzel di, sayfaya bakarken okumadan geçersen küserim diyen cinsten bu arada iki kez okudum:)