özlemek seni acıyan bir yaraya tuz basmak gibi ,
özlemek seni yorgun bir günün ardındaki
baş ağrısı gibi
özlemek seni en zor anında
karşında beliren düşman nefesi misali
özlemek seni vücuduma yapışan bir zehir gibi
ve yine özlemek seni anlamlandıramadığım bir boşluk gibi
şimdi sus
özlenen insan sus,
sakın bozma büyüyü
şimdi sus imkansız aşk
sakın haykırma yüzüme gerçeği
tüm şehrin ışıkları yokluklarda dans ederken sen yazı yazıyorsun herhalde yokluklara adanmış sevdalardan çıkmışsın nefesin yitiş belkide ama bir umut var bilirim bende kaç zamandır yanağımda yalnızlıkla yaşadım…
“yalan yanlış aynalarda
baştan kara çıkmazlarda
sürgün gibi masallarda”
…ve giden artık çoktan gitmiş gibi )=