kelimesiz,
sebepsiz,
bir de sensiz bu hal..
Üşüdüğüm gecelere seni sormam yasak,
gururum yenik ve adaletsiz üstelik..
Ben bunları haketmedim.
hakkın(ız) yok..
Sen mesela; şüphelenip günlüğünü okuduğum o gün, keşke doğruyu söyleseydin bana. Yıllardır üzerimden atamadığım güvensizliğin, ilk tohumlarının sebebisin belkide sen ya da siz ikiniz..
Ya da sen, içtiğimiz o sabah kahvelerinin de mi hiç hatırı yoktu? Sırtımdaki bıçağının izi geçmedi hala, ne kadar yetenekliymişsin öyle.. Oysa sırrını hala taşıyorum içimde, ne aptalca değil mi sana göre.. Bana göreyse, avladığı avı yemeden bırakıp gitmek, aslanların işidir! Neyse..
Gelelim sana.. Vay be.. Basit hesapların, file çorap giyen sevdaların adamı, yahut adam olamayanı.. Mor çiçekli entari bile, sana çoktu üstelik. Hatırlıyor musun, bir zamanlar bulunduğun konum sebebiyle, sana birşey olacak diye ödüm kopardı, sabahlara kadar yemeden içmeden dua ederdim. Şimdi düşünüyorum da, keşke o zaman ölseymişsin.. Şerefli bir ölüm, şerefsiz bir ömürden, çok daha iyidir çünkü..
Peki ya sen nasılsın şimdi? Oyuncak sevdaların akılsız kızı.. En güzel yıllarını saçma sapan şeyler uğruna heba eden, her karşısına çıkan kişiye aldanan ve sonunda bir zamanlar en yakın dostun olan benim en güzel hayallerimi çalan sen.. İlk duyduğumda, başımdan dökülen kaynar suları düşündüm şimdi, vay be, demek sendin ha.. Senin yüzün gözün parçalandı belki ama sonra geçti değil mi? Ne oldu şimdi? Hangimiz kazandı? Hangimize yaradı bu saçmasapan işkence.. Duydum evlenmişsin yıllar sonra ve mutlusundur eminim..
Nereye savursam bilemedim sizleri ve şimdi burada saymadığım diğerlerini. Aslında, zaman denilen bu garip hadise, ağrıları alıyor günün birinde, farketmeden.. İyi olmanız için dualar etmiyorum ama herbirinizi iyi olarak anımsamak istiyorum; bir tek sen hariç! Ki herkes de biliyorki, ben sadece seni sevdim.. Ben seninle, herşeyi göze almıştım. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Eminim biliyorsundur. Sana ait olan ne varsa, yıllarca gittiğim her yere götürmüştüm, şehir şehir, mekan mekan… O gözlerin mesela, iki dipsiz kuyuydu, içinde yığınlarca ceset barındıran… Çıkamadım içinden.. Bir ömür verdim uğruna, bir ömür daha verirdim; eğer, yalnızca bana baksaydın.. Ya gülüşün… O incileri her gördüğümde, ferahlardı içim, yumuşardım, hep böyle gülsen bana, kolay kolay ölmem derdim.. Hiç biri yok artık şimdi, bir gecede yaktığımı hatırlıyorum, o geceyi çok iyi hatırlıyorum.. Hayır, bana yığınlarca yalan söylediğin için değil, ötekine koşup beni yok saydığın için de değil… Yok ettim hepsini, çünkü, farkettimki benim sevdiğim adam sen değilsin, sen çok başka birisin.. Masum bir çocuk, kırılgan, aşık ve güçlü bir adam.. Sen değilsin.. Beni, kendimi bildim bileli, iğrenç bir pişmanlık duygusuyla başbaşa bıraktığın için, tüm bunları farkettiğim için yokettim senden kalan ne varsa.. Fotoğrafların, kokun, mektupların, cinayet aleti gözlerin, gülüşün…
Yüreğimdeki darağacı yıllarca bırakmadı seni, orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol…
Çok güzel bir yazıydı Teşekkürler, özellikle ilk paragrafında kendimi buldum…
çok güzel kendimi buldum sanki. kendi hayatı için başkasının hayatını yıkanlar ömür boyu mutlu olamasınlar…”Yüreğimdeki darağacı yıllarca bırakmadı seni, orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol…”
harika çok güzel bir sitem dolu yazı olmuşş.çok memnunum yeni yazılarını okuduğuma..harikasın.
Bugünki kısıtlı net hakkımda buraya bakmak istemiştim sanırım doğru bir iş yapmışım. Hastalığın verdiği bunalım duygusuyla bu sitemkar yazıyı okumak iyi gelmesede yazı çok iyiydi..
Kendinize iyi bakın umarım bir dahaki yazınızıda görme fırsatım olur..
FatihBuğraKağan
gercektende mükemmel bi yazı duygular ancak bu kadar guzel kelımelerle ifade edilebilir kendımı buldum dıyebılırım emınım okuyan kerkes kendınden bıseyler bulmuştur.. tebrikler
orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol ! yüreğine sağlık harikasın..
sözlerin bittiği yer…ne denilebilir ki..muhteşem…
saklımda sevdan
saklımda sevdan
saklımda en solumda….
dien bi şarkının nakaratı takıldı dilime yazınız üstüne…yüreğinize sağlık 🙂
Yüreğimdeki darağacı yıllarca bırakmadı seni, orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol…
mükemmel ötesi bişi olmuş çok beğendim…eline ve yüreğine sağlık. bende yazdığım yazıyı gönderdiğimde umarım hepiniz beğenirsiniz…
ama neden yeni yazılarınız yokk…lütfen hemen hemen hergün bakıyorum ve hayal kırıklığı yaşatıyorsunuz bizlere.lütfen geliniz yazınız 😉
Ben buralardayım, bir yere gitmedim (:
Vakit buldukça eklemeye çalışıyorum. En kısa zamanda yenileri gelecektir (:
bende geç buldum çabuk kaybettim diye üzülüyordum ama ..ne kadar sevindim anlatamam
kriz mükemmel ötesi anlatmışsın.devamını bekleriz. :-*
[b]Lütfedilen bir ömrü
geri çevirmek de hakkınız,
çünkü;
dört işlemden de geçirseniz yaşamınızı;
siz kalansınız…
Belli ki geç kalmışsınız kendinizi ihbar etmekte yaşama, belki de tahammülsüz bir inançla gammazlamak istediniz kendinizi yıllarca, “buradayım” demek istediniz, ayak izleriniz silinirken her var olduğunuz yerde ve hiçbir dokunduğunuzda kalmazken parmak iziniz…
yaşamın genel bir nüfus sayımı yok, lütfen kendinizi sayınız,
bir eksik çıkıyorsanız; artık siz bir fotoğrafsınız….
gülümseyin, ağlayacaksınız…!
[/b]