Skip to main content
Krizantem Misali

Saklımda…

By 02 Ekim 200815 Comments
Sorgusuz,
kelimesiz,
sebepsiz,
bir de sensiz bu hal..
Üşüdüğüm gecelere seni sormam yasak,
gururum yenik ve adaletsiz üstelik..
Ben bunları haketmedim.

Anlatmaya kalksam, herkesin meraklı bakışlarına esir, bazen alay edercesine güldüğü, bazen şaşırdığı, yığınlarca öyküyle dolu kısacık hayatımda, artık yerine konamayacak ne çok şey var.. Kaderin hayal gücünün, bizimkinden çok daha renkli olduğu aşikar ve ne kadar ağlarsan ağla tükenmiyor körolasıca.. Kendimi aynada gördüm, – gördüğüm kendim miydi emin değilim ama – ben eskiden böyle değildim.. Hoş, eskiden ben nasıl biriydim hatırlamıyorum bile. Dargınım ben, sayamadığım bir çok şeye.. Yüzümdeki her çizginin nedeni bunlarda gizli. Boşver diyorum çoğu zaman, boşvermek aykırıyken benim tabiatıma üstelik… Çok mu sevdin, boşver.. Ömründen ömür mü çalındı, boşver.. İyi ve güzel olan herşeye inancını mı yitirdin, boşver.. Yalnızlığınla yalnız mısın hala, boşver.. Ne, gün olur devran döner dediğim tüm hayal kırıklıklarımı, ne düşüp düşüp kalkamayışlarımı, ne yaralarımı berelerimi, ne seni, onu, ne de öteki kadını, hiç mi hiç unutmadım ben.. Yalanım yok ve üstelik korkum da yok, hala beddua ediyorum.. Hala sorulmadık hesapları taşıyorum ceplerimde..

Hakkım var,
hakkın(ız) yok..

Sen mesela; şüphelenip günlüğünü okuduğum o gün, keşke doğruyu söyleseydin bana. Yıllardır üzerimden atamadığım güvensizliğin, ilk tohumlarının sebebisin belkide sen ya da siz ikiniz..

Ya da sen, içtiğimiz o sabah kahvelerinin de mi hiç hatırı yoktu? Sırtımdaki bıçağının izi geçmedi hala, ne kadar yetenekliymişsin öyle.. Oysa sırrını hala taşıyorum içimde, ne aptalca değil mi sana göre.. Bana göreyse, avladığı avı yemeden bırakıp gitmek, aslanların işidir! Neyse..

Gelelim sana.. Vay be.. Basit hesapların, file çorap giyen sevdaların adamı, yahut adam olamayanı.. Mor çiçekli entari bile, sana çoktu üstelik. Hatırlıyor musun, bir zamanlar bulunduğun konum sebebiyle, sana birşey olacak diye ödüm kopardı, sabahlara kadar yemeden içmeden dua ederdim. Şimdi düşünüyorum da, keşke o zaman ölseymişsin.. Şerefli bir ölüm, şerefsiz bir ömürden, çok daha iyidir çünkü..

Peki ya sen nasılsın şimdi? Oyuncak sevdaların akılsız kızı.. En güzel yıllarını saçma sapan şeyler uğruna heba eden, her karşısına çıkan kişiye aldanan ve sonunda bir zamanlar en yakın dostun olan benim en güzel hayallerimi çalan sen.. İlk duyduğumda, başımdan dökülen kaynar suları düşündüm şimdi, vay be, demek sendin ha.. Senin yüzün gözün parçalandı belki ama sonra geçti değil mi? Ne oldu şimdi? Hangimiz kazandı? Hangimize yaradı bu saçmasapan işkence.. Duydum evlenmişsin yıllar sonra ve mutlusundur eminim..

Nereye savursam bilemedim sizleri ve şimdi burada saymadığım diğerlerini. Aslında, zaman denilen bu garip hadise, ağrıları alıyor günün birinde, farketmeden.. İyi olmanız için dualar etmiyorum ama herbirinizi iyi olarak anımsamak istiyorum; bir tek sen hariç! Ki herkes de biliyorki, ben sadece seni sevdim.. Ben seninle, herşeyi göze almıştım. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Eminim biliyorsundur. Sana ait olan ne varsa, yıllarca gittiğim her yere götürmüştüm, şehir şehir, mekan mekan… O gözlerin mesela, iki dipsiz kuyuydu, içinde yığınlarca ceset barındıran… Çıkamadım içinden.. Bir ömür verdim uğruna, bir ömür daha verirdim; eğer, yalnızca bana baksaydın.. Ya gülüşün… O incileri her gördüğümde, ferahlardı içim, yumuşardım, hep böyle gülsen bana, kolay kolay ölmem derdim.. Hiç biri yok artık şimdi, bir gecede yaktığımı hatırlıyorum, o geceyi çok iyi hatırlıyorum.. Hayır, bana yığınlarca yalan söylediğin için değil, ötekine koşup beni yok saydığın için de değil… Yok ettim hepsini, çünkü, farkettimki benim sevdiğim adam sen değilsin, sen çok başka birisin.. Masum bir çocuk, kırılgan, aşık ve güçlü bir adam.. Sen değilsin.. Beni, kendimi bildim bileli, iğrenç bir pişmanlık duygusuyla başbaşa bıraktığın için, tüm bunları farkettiğim için yokettim senden kalan ne varsa.. Fotoğrafların, kokun, mektupların, cinayet aleti gözlerin, gülüşün…

Yüreğimdeki darağacı yıllarca bırakmadı seni, orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol…

15 Comments

  • Jetaime dedi ki:

    Çok güzel bir yazıydı Teşekkürler, özellikle ilk paragrafında kendimi buldum…

  • CeyLin dedi ki:

    çok güzel kendimi buldum sanki. kendi hayatı için başkasının hayatını yıkanlar ömür boyu mutlu olamasınlar…”Yüreğimdeki darağacı yıllarca bırakmadı seni, orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol…”

  • hazal dedi ki:

    harika çok güzel bir sitem dolu yazı olmuşş.çok memnunum yeni yazılarını okuduğuma..harikasın.

  • F.BuğraKağan dedi ki:

    Bugünki kısıtlı net hakkımda buraya bakmak istemiştim sanırım doğru bir iş yapmışım. Hastalığın verdiği bunalım duygusuyla bu sitemkar yazıyı okumak iyi gelmesede yazı çok iyiydi..

    Kendinize iyi bakın umarım bir dahaki yazınızıda görme fırsatım olur..

    FatihBuğraKağan

  • ferda dedi ki:

    gercektende mükemmel bi yazı duygular ancak bu kadar guzel kelımelerle ifade edilebilir kendımı buldum dıyebılırım emınım okuyan kerkes kendınden bıseyler bulmuştur.. tebrikler

  • depresif dedi ki:

    orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol ! yüreğine sağlık harikasın..

  • aysel dedi ki:

    sözlerin bittiği yer…ne denilebilir ki..muhteşem…

  • balbadem dedi ki:

    saklımda sevdan
    saklımda sevdan
    saklımda en solumda….

    dien bi şarkının nakaratı takıldı dilime yazınız üstüne…yüreğinize sağlık 🙂

  • Beyazıt dedi ki:

    Yüreğimdeki darağacı yıllarca bırakmadı seni, orda kal ve ömrün boyunca mutsuz ol…

  • ayşe dedi ki:

    mükemmel ötesi bişi olmuş çok beğendim…eline ve yüreğine sağlık. bende yazdığım yazıyı gönderdiğimde umarım hepiniz beğenirsiniz…

  • hazal dedi ki:

    ama neden yeni yazılarınız yokk…lütfen hemen hemen hergün bakıyorum ve hayal kırıklığı yaşatıyorsunuz bizlere.lütfen geliniz yazınız 😉

  • KrizanteM dedi ki:

    Ben buralardayım, bir yere gitmedim (:
    Vakit buldukça eklemeye çalışıyorum. En kısa zamanda yenileri gelecektir (:

  • hazal dedi ki:

    bende geç buldum çabuk kaybettim diye üzülüyordum ama ..ne kadar sevindim anlatamam

  • be5sh dedi ki:

    kriz mükemmel ötesi anlatmışsın.devamını bekleriz. :-*

  • Hüzün Kovan dedi ki:

    [b]Lütfedilen bir ömrü
    geri çevirmek de hakkınız,
    çünkü;
    dört işlemden de geçirseniz yaşamınızı;
    siz kalansınız…

    Belli ki geç kalmışsınız kendinizi ihbar etmekte yaşama, belki de tahammülsüz bir inançla gammazlamak istediniz kendinizi yıllarca, “buradayım” demek istediniz, ayak izleriniz silinirken her var olduğunuz yerde ve hiçbir dokunduğunuzda kalmazken parmak iziniz…
    yaşamın genel bir nüfus sayımı yok, lütfen kendinizi sayınız,
    bir eksik çıkıyorsanız; artık siz bir fotoğrafsınız….

    gülümseyin, ağlayacaksınız…!
    [/b]

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.